Evet sevgili okurlar;
Bu yazımı sadece 2000’li yılların mağdurları anlar.
Biliyorum ki hepiniz İsmail Yk’nın bile üzerine şarkı yazdığı facebook’u kullandınız ve aşık oldunuz.. Hani şu profiline uzun ve kirpi saçlı fotoğraf koyan adamlara ve yaşlı dayılarımızdan kontür parası isteyen profillerin kullandığı kadınlara.
Ha bir de şey vardı değil mi?
Eski sevgilim trafik kazasında öldü. Ben kimseyi sevemedim. O öldükten sonra bir tek seni sevdim.
Ne günlerdi ama.
Trafik kazasında ölen eski sevgililer, benim çok büyük bir hastalığım var, ölebilirim, yine de benimle olurmusunlar, ne günlerden geçmişiz.
Ya da bu günler geçti mi gerçekten?
Yoksa ‘’Sanal Aşk Mağdurları’’ 2000’li yıllarda kalmadı mı?
Evet evet. Kalmadı.
Bu mağdurlar hala var. Sanırım tek farkı artık gerçek profiller.
Peki yüz yüze görüşmeden sadece sanal platformlardan birini sevmek mümkün mü?
‘’ Biz ALLAH’ı da görmeden sevmedik mi?’’ diyenler olacaktır mutlaka. Öyle mi gerçekten?
Görmeden sevmedik mi dediğiniz ALLAH’ı da seviyor musunuz gerçekten?
Hani şu her kavganızda, her sinir anınızda küfür ettiğiniz ALLAH ?
Görmeden gerçek sevgi çok da olmuyormuş sanki.
Ya da görmeden, sevebiliyoruz ama saygı duyamıyoruz.
Peki neden görmediğimiz birine böylesine bağlanıp, aşkından ölürüm diyecek kadar çok seviyoruz?
Kemal Sayar ve Berna Yalaz yazdıkları ‘’ Sanal AŞK’’ isimli kitapla ilgili şöyle diyor;
‘’Artık insanlar birbirine değil telefonlarına bakıyorlar. İnternet bizleri uzaklardakilere yakın ederken, yanı başımızdakilerden de uzaklaştırmaya başladı. İlişkiler Facebook’ta kurulur, WhatsApp’ta sürdürülür, “arkadaşlık listesinden silerek” de bitirilir oldu. Oysa
aşkın ve ayrılığın acısı her çağda can yakıyor. Teknoloji değişse de insan yüreği aynı kalıyor.’’
Ve yine kitapta diyorlar ki;
Kesin olan bir şey var ki o da sanal dünyanın ilişkilerimizi ve ilişki sürdürme biçimlerimizi derinden etkilediği. Her şeyin bir “tık”la değiştiği bir zamanda aşk da uçuculuktan nasipleniyor, bir “tık”la buharlaşıyor. Geride kalan duygular ne kadar gerçek ve uzun ömürlü peki? ‘’
Sanal aşkın var olabileceğine inanan hatta çok daha iyi bir ilişki sürdürebileceklerini söyleyen o kadar çok insan var ki…
Peki neden sanal aşk yaşamak istiyor bu insanlar ?
Birçok şeyi saklayabilmeleri daha kolaydır.
Sürekli görüşme durumları yoktur. Yani görüşmelerin kontrolü ellerinde olur.
Fiziksel temasın olmaması kişileri daha çok özleme sürükleyebilir.
Asla olmadıkları biri gibi davranabilirler.
Ve daha fazla alternatifleri vardır.
Peki neden sanal aşk yaşamak istemiyor bu insanlar?
Şu cevabı çok aldım.
‘’Kanka birkaç gün konuştuk herşey mükemmeldi. Erkek çıktı.’’
Sanırım bu cevap yeterli oldu.
Bir de ‘’ Ya Emre konu bul’’ olayı var.
Güvensizlik problemi, neden çevrimiçisin sen, şifrelerini bana ver, ve daha nicesi.
İşte bu yüzden sanal ilişkiyi bir kere yaşayan taraf tüm bu olumsuzlukları gördükten sonra genelde sanal aşka tövbe eder.
Ancak tövbe etse de uslanmayıp inadına hayatının aşkını sanalda aramaya devam edenlerin sayısı da hiç az değil.
Peki gerçek aşkı sanalda arayanlar kimler?
Sanırım daha çok kendini yalnız hissedenler.
Bir de sanaldan tanışıp evlenenler var. Sayıları bir hayli fazla.
İnkar edilemez bir gerçektir ki İnternet aşkları, reel aşklardan daha yoğun ve daha yüksek tonda yaşanıyor. Sanal aşkın kuvveti, gerçek aşktan çok daha şiddetli olabiliyor. Bu nedenle sanal ve platonik aşklar engel tanımayabiliyor.
İnternet üzerinden yapılan evliliklerle ilgili sorunlar son yıllarda sıkça karşılaştığımız durumlar arasında yer alıyor. Bu konuda sıkça depresyon ve hayal kırıklığı yaşayan birçok hasta bulunuyor. Yaşanan sorunları sebebi ise kişilerin birbirlerini tam olarak tanımamasından kaynaklanıyor.
İlişkinin ilk dönemlerinde eğlenceli ve güzel giden her şey aynı ev ortamını paylaşmaya başlayınca değişmeye başlıyor. Kişinin internette kendini tanıttığı insanla evlendiği insan arasında farklılıklar yaşanıyor.
Çünkü sanal ortamda yaşanan ilişkilerde birçok yalan söylenebiliyor. Dolayısıyla bu durum karşısında çiftler birbirlerinden uzaklaşarak evliliklerini bitirmeye başlıyor. Ayrılığın yaşanması ile birlikte kişilerde depresyon, ruhsal çöküntü, benlik değerinde zayıflama, başkalarını karşı güvensizlik, uyku problemleri ortaya çıkıyor.
Bu sebeple sanal aşkın sağlıksız ilişkilere yol açtığı konusunda birçok kişi hemfikir.
Gördüğümüzü sevmek, sevdiğimizi görmek gibisi varmı..
Siz de ağır bir ergenlik geçirdiyseniz, ve hayatınızdaki kişiyi üzüp onu kaybetmemek için eski sevgilim öldü sadece seni sevdim yalanı söylemek istemiyorsanız en doğru yerdesiniz.
Sizin için mükemmel bir ‘’Af ve Barışma’’ filmi hazırlayalım.
https://www.hediyevideo.com adresinden sipariş formunu doldurun ve siz de aşkınızı en sıradışı şekilde haykırın.
Önce kendinizi sevin ve AŞKLA KALIN.. Daima.
Köy Yumurtası…